GAZİANTEP HAKKINDA
Gaziantep
Anadolu’nun ilk yerleşim merkezlerinden biri olan, Mezopotamya ile Akdeniz Bölgesi’nin kesişme noktasında bulunan Gaziantep, tarihin her döneminde önemini korumuştur. Suriye, Kilis, Şanlıurfa, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adıyaman’a komşu olan Gaziantep, tarih boyunca değişik uygarlıkların, kültürlerin ve inançların harmanlandığı bir çekim merkezi olmuştur.
Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Hitit, Mitani, Asur, Pers, Büyük İskender, Selevkoslar, Roma, Bizans, İslam, Selçuklu, Türk-İslam ve Osmanlı dönemlerini yaşayan Gaziantep, bu dönemlere ait izleri ve eserleri günümüze taşımıştır. Şehir, uluslararası havalimanı, demiryolu ve otobana bağlı karayolları ile geniş bir ulaşım ağına sahiptir. Türkiye’nin Ortadoğu’yla olan ticaretinde önemli bir merkez konumu üstlenen, kendine özgü sanayileşme modeli, yarattığı potansiyel ve artan yatırımlarla bir sanayi kenti, son yıllarda artan kültürel ve turizm altyapı yatırımları ile de turizm de öncü bir il haline gelmiştir. Gaziantep, Kurtuluş Savaşı hatıraları, zengin tarihi ve kültürel dokusu, Zeugma Mozaik Müzesi başta olmak üzere yoğun ziyaretçi çeken müzeleri, zengin el sanatları, dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip, seneler boyunca geleneklerinin ve yöresel damak lezzetinin zenginliğini koruyan Gaziantep Mutfağı, ören yerleri, tarihi mekanları ile turizmin son yıllarda adından söz ettirdiği önemli merkezlerden birisidir.
GAZİANTEP'TE NE ALINIR?
Gaziantep’te el sanatları çok gelişmiş olduğundan, üretilen sedef kakma eşyalar, bakır işleme eşyalar, kutnu kumaşından dokuma kumaşlar, kravatlar, şallar, fularlar, el işlemesi saf deriden yemeniler, terlikler, Antep İşi olarak adlandırılan el işlemeleri, el dokuması halılar, kilimleri eski çarşılarda bulabilirsiniz. Eski çarşılarda ve pazarlarda biber, patlıcan, kabak, acur kuruluğu, pul biber, kuru zahter (çay için), kahvaltılık zahter, bulgur, simit (ince bulgur), haspir (bir tür safran), yörenin kuru siyah ve sarı üzümü, tahinli helvalar, pestil, muska, tatlı sucuk ve Antepfıstığı, almadan geçemeyeceğiniz ürünlerden. Gaziantep’ten giderken götüreceğiniz diğer yiyeceklerin başında baklava (kuru veya yaş), Antepfıstıklı veya sade kurabiye, dolama, şöbiyet, havuç dilimi baklava, kahke vb. gelmektedir.
GAZİANTEP'TE NE YENİR?
Gaziantep’e geldiğinizde, sabah kahvaltıda isterseniz başlangıcı yöresel Beyran Çorbası ile yapabilirsiniz. İsterseniz Kuzu Ciğer (cağırtlak) Kebabı, isterseniz de bol kaymaklı, çekilmiş Antepfıstıklı ve şekerli Katmer ile başlayabilirsiniz. Yöresel ev yemeklerinden olan, bayram sabahlarının ve misafirlerin ağırlanmasında ana yemek olan Yuvarlama’nın, dolmaların, bol sebzeli ve sarımsaklı Lahmacun’un, mevsimine göre Patlıcan, Sarımsak, Soğan, Keme, Yeni Dünya (Malta Eriği) kebaplarının tadına bakmadan gitmeyin. Ali Nazik Kebabı’nın tadını Gaziantep’ten başka hiçbir yerde bulamayacağınızı iddia edebiliriz. Tüm bu yemeklerin yanında Baklava, Havuç Dilimi Baklava, Şöbiyet, Dolama, Antepfıstıklı Kadayıf’ın tadına bakmadan Gaziantep’ten ayrılmayın.
YAPMADAN DÖNMEYİN
Dünyanın en büyük mozaik müzesi olan Zeugma Mozaik Müzesi’ni ziyaret etmeden, restorasyonu yapılan Tarihi Antep Evleri ve sokaklarında dolaşmadan, yorgunluğunuzu yöresel bir kahve olan Menengiç Kahvesi ile atmadan, Kültür Yolu’nu ve müzelerimizi gezip görmeden, alışveriş yapmadan, Birecik Baraj Gölü’nde Fırat Nehri üzerinde tekne turu yaparak Rumkale’yi görmeden, Dülük Antik Kenti’ni, Mitras Tapınağını, Elif-Hisar-Hasanoğlu Anıt Mezarları gezip görmeden, yöreye özgü yemekler, kebaplar ve tatlılarının tadına bakmadan, ardından menengiç kahvesi veya zahter çayı içmeden, asla dönmeyin.